Bu yazıyı okudunuz mu

İşte Windows 8 Son Sürümü ile Nezaman Karşımızda Olacak?


Windows 8 26 Ekim’de Satışta



Windows 8 in çıkış tarihi belli olmuş sizlerle paylaşmak istedim.Yazarkafeden bulduğum yazıyı sizlerle paylaşıyorum:

Artık Windows 8 için  kesin bir tarih var.


Daha önce Microsoft’un Windows 8 için “Ekim sonları”nda çıkacak açıklamasını yaptığını sizlere duyurmuştuk. Fakat firmanın Windows ve Windows Live bölümleri başkanı olan Steven Sinofsky, firmanın yıllık satış toplantısında daha kesin bir tarih verdi: 26 Ekim. Bu tarih açıklamadan birkaç dakika sonra hemen Windows 8’in Wikipedia sayfasında yerini aldı.



Windows 8’in RTM (Release to Manufacturing) sürümünün yayınlanma tarihi ise Ağustos’un ilk haftası olarak gözüküyor. Microsoft’un tipik olarak Ekim aylarında yeni yazılımlarını yayınladığı düşünülürse, tarihler pek de ilginç sayılmaz.
Windows 8, 26 Ekim tarihinde 109 farklı ülkede 231 farklı dilde aynı anda satışa çıkacak. Yani önümüzdeki birkaç ayı atlatırsak, Microsoft’un en güncel işletim sistemini satın alıp kullanma şansına erişeceğiz.
kaynak: yazarkafe
Share:

ŞOK ŞOK Çocukluğundan beri yemek yemeyen adam !!


Bilim dünyası şokta! Nefesle Beslenen insanlar…

70 yıldır hiç yemeyen ve içmeyen adam
Evet yanlış okumadınız. 70 yıldır yemek yemeden ve içmeden yaşayan insan halen hayatta. Nefes ve ışıkla beslenen insanlar var, hem de geçmişte ya da gelecekte değil. Siz bu satırları okurken dünyamızda 30.000’ den fazla insan yemek yemeden ve su içmeden yaşıyorlar.
Üstelik kendi aralarında oluşturdukları bir çok grupları var. Profesyonel web siteleri, konferans veren uzmanları, bir çok farklı organizasyonlar, kitap yazarları, tanıtım filmleri, eğitim ve sağlık merkezleri kurdular. Bu konuda en son Avusturyalı yönetmen Erwin Wagenhofer tarafından“ Am Anfang war das Licht ” adlı  belgesel film yapılıp Sinemalarda gösterime girdi.
Yemeden içmeden yaşayan insanlara yani ışık ve nefesle beslenenler “breatharian” denilini yor. Nasıl  breatharian olunur? Eğitimlerini dünya geneline yayılmasına öncü olan  Avustralyalı  Jasmuheen Ellen Greve’dir. Bu konuda bir çok kitaplar yazmış, dünyanın her tarafında konferanslar ve seminerler  vermektedir.
Hint fakiri Prahlad Jani, 8 yaşından beri aç ve susuz yaşıyor.
 Uzmanların incelemeye aldığı Jani’nin bütün organları normal bir insanınki gibi çalıştığını  belirtiyorlar.Pek çok insanın yemek yemeden, vücudundaki protein stoklarını kullanarak haftalarca yaşaması mümkün. Ancak uzmanlara göre ortalama bir insan su içmeden üç ya da dört gün yaşayabilir. Oysa ki Hindistan’da yaşayan Prahlad Jani yaklaşık 70 yıldan beri hiçbir şey yiyip içmiyor. Doktorları şaşırtan Hint fakiri, yaklaşık 14 gün Hindistan’ın batısındaki Ahmedabad şehrinde gözetim altında tutuldu. Hastanenin temsilcisi Dr.Dinesh Desai’nin yaptığı açıklamada, bu süre boyunca da hiçbir şey yemediğini, tuvalete de çıkmadığını , zihinsel ve fiziksel durumu gayet iyi olduğunu açıkladı. Dr.Desai "Kendisine yaptığımız testler vücut mekanizmasının normal bir insanınki gibi olduğunu gösteriyor" diyor. 80 ’ini devirmiş olan Jani zamanının çoğunu Gujarat şehrinde Ambaji tapınağında, her şeye boyun eğmiş bir şekilde oturarak geçiriyor.14 gün  tuvaleti sımsıkı kapanmış olan bir odada kalarak, sürekli video kamerayla gözetlenmiş. Jani’nin tek yaptığı şey ise azıcık bir suyla ağzını çalkalamak. "Yemeğe ve suya ihtiyaç duymuyorum" diyen Jani, sekiz yaşındayken ilahi bir güç tarafından kutsandığını ve o zamandan beri böyle yaşadığını söylüyor.

BAKANLIK PEŞİNDE

Yoginin her anının kamera ile takip edileceğini belirten Ulusal Fizyo
loji Enstitüsü Müdürü Dr. G. İlavazahagan, “Yapacağımız bu inceleme ve gözlemden, insanın içmeden yemeden nasıl hayatta kalabileceğine ilişkin bir işaret çıkacak mı, ona bakacağız” dedi. Savunma Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyette bulunan enstitünün müdürü, tahlil sonuçlarının; doğal afetlerde, çetin şartlar altında veya Ay ve Mars’a seyahat gibi uzun uzay seferlerinde hayatta kalma stratejisi hazırlanmasına katkıda bulunabileceği yorumunu yaptı.


BİTKİ GİBİ YAŞIYOR
Jani gibi hiçbir şey yemeyen ve içmeyen insanlar kendilerini "ototrof" olarak adlandırıyorlar. Bu terim kendi yiyeceğini yapabilen organizmalar anlamına geliyor. Rus bir ototrof olan Irina Novozhilova, bu konudaki görüşlerini şöyle açıklıyor: "Uzun yıllar önce böyle yaşamayı keşfetmiş insanlar var. Başta Vernadsky olmak üzere Rus filozoflar, insanların yemek yemeden yaşayabilmeleri üzerine araştırmalarına devam ediyorlar."
Yeryüzünde yaşayan tüm canlılar ototroflar ve heterotroflar olarak ikiye ayrılıyor. Güneş ışığı ve havadan beslenen yani fotosentez yapan bitkilerin büyük bir kısmı ototroflar grubuna giriyor. İnsanlar ve hayvanlar ise heterotroflar grubuna dahil. Onlar diğer canlıları yiyerek hayatlarını devam ettiriyorlar. Bu nedenle yemeden ve içmeden yaşayan insanlar bitkilere daha yakın.
BİYOLOJİK YAŞI 20
Moskova’da da bu şekilde yaşayan bir grup var. Onlar da Konstantin Vasiliev Müzesi’nde bir araya gelerek deneyimlerini paylaşıyorlar. Örneğin bir anne çocuğunu sekiz yaşına kadar emzirirse, ototrof olabileceğini düşünüyorlar. Bu gruptaki yemeyen ve içmeyen kadınların çocuklarına yetecek kadar sütlerinin bulunması da oldukça ilginç. Ototrofların insanlara önerdikleri ise bir anda yemenin ve içmenin kesilmesinin mümkün olmadığı. Rusya’nın en ünlü ototrofu ise Zianaida Baranova. 67 yaşındaki kadın ilk başta et yemeyi bırakmış. Dört buçuk yıldan beri ise yemek yemeden ve su içmeden yaşıyor. Yine de uzmanlar Baranova’nın biyolojik yaşının 20 olduğunu söylüyor. Zaten son derece enerjik ve neşeli bir insan. Üstelik kilolu ve zayıflamayı da düşünmediğini söylüyor.  
OTOTROF NEDİR ?
Işık enerjisi veya kimyasal enerji kullanarak, inorganik Maddelerden kendi organik besinini üretebilen canlıdır. Yaşamsal etkinliklerini sürdürebilmek için gereksinme duydukları tüm organik bileşikleri, doğrudan doğruya inorganik bileşikleri sentezleyerek elde ederler. Bu canlılar, karbondioksiti indirgeyerek organik bileşikler sentezlerken, işlemin kimyasal karakteri dolayısıyla enerjiye gereksinim duyarlar. Bu enerji, ışık -büyük ölçüde güneş ışığı- ya da kimyasal enerjidir.
UZMANLAR SUSUZ  MÜMKÜN DEĞİL DİYORLAR

Hacettepe Tıp Fakültesi Moleküler Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Aksöz bu gibi yemeden ve içmeden yaşayan insanların incelenmesi gerektiğini söylüyor: ´Ototrofi çeşitli şekillerde olur, birincisi kimyasal besinlerden alınarak ikincisi ise fotosentez yoluyla. Fotosentez yaptığını söylemek zor. Çünkü fotosentez bitkilere has özelliklerle olur. Bu vakada, bir takım simbiyontik canlılar vücudunda yaşıyor olabilir. Simbiyontik dediğimiz canlıların oluşturduğu enerji potansiyelini kullanıyor olabilir ama doğrusu bu yaklaşımların hiçbiri beni tatmin etmiyor. Bu gibi vakaları şimdiye kadar hiç duymadım fakat çok düşük besin düzeyinde yaşayan insanlar bulunuyor. Hiç beslenmemek mümkün ama susuz olmaz
Değerli okuyucularım, şaka gibi ama gerçek. Uzmanların anlam verememesini anlayabiliyorum. Her kez bildiği işi anlatabilir. Hindistan’daki ziyaretlerimde bu ve bunlara benzer bir çok konuyu araştırma fırsatım oldu. Hindistan çok renkli. Sonuç olarak vardığım kanat ise;  insan zihni neye inanırsa bunu yaşamında ve bedenin de her türlü değişimi gerçekleştirebiliyor.          media derleme

Share:

Hackerların Resimdeki Özel Verilerinden Kurtulun


AntiPhotoSpy 2012

Özel bilgileri fotoğraflardan kaldırın


Her resmin içerisinde bir metin bilgisi saklandığını biliyor muydunuz hatta bu veriler bir hackerın kötü amaçlar için gizlediği verilerde olabilir? Bu hızlı ve kullanımı kolay araç, fotoğraflar içerisindeki hassas bilgileri kaldırmanıza yardımcı olacaktır.
Bu bilgiler, resmi düzenlemek için kullandığınız uygulamanın adı veya fotoğrafı çektiğiniz kameranın adı ve hatta fotoğrafın GPS konumunu içerebilir. AntiPhotoSpy, bu gizli bilgileri (EXIF/IPTC-META verisi olarak adlandırılır) kaldırarak gizliliğinizi korur. Kullanımı kolaydır.

Programın Kilit Özellikleri:

  • Arama: AntiPhotoSpy ile bilgisayarınızdaki meta verisine sahip resimleri aratabilir ve hepsinin içerisinde bulunan verileri bir kerede silebilirsiniz.
  • Tekli temizleme: Bu özellik, tek bir dosyayı seçerek içerisindeki hassas verileri temizlemenizi sağlar.
  • META verilerine göz atın: Bir fotoğraf veya grafiği açarak içerisindeki tüm meta verilerini görebilirsiniz.
Abelssoft AntiPhotoSpy Video'sunu burada izleyebilirsiniz.         chip.com dan derlenmiştir
Share:

İdil Fırat Sahilde bir başına Ne yapıyor


Kıvanç Tatlıtuğ’la yaşadığı aşkla adını duyuran İdil Fırat, ailesiyle çıktığı Bodrum tatilinde görüntülendi.

SAHİLDE BİR BAŞINA
SAHİLDE TEK BAŞINA GÜNEŞLENDİ (FOTO-GALERİ)
Önceki gün Yalıkavak’ta bulunan Moon Beach’te denize girip güneşlenen Fırat’ın uzun süre Bodrum’daki evlerinde kalacağı öğrenildi...
Share:

Kuantum Bilgisayarlar Nedir???


Giriş ve Tarihçe

İçinde bulunduğumuz uygarlık meraklı insanoğlunun etrafında gözleyip kavrayabildiği, petrol, kuvvet ve enerji gibi, çeşitli fiziksel kaynaklardan yarar tesis etmesiyle gelişti. Bilgisayarın icadı ile birlikte karmaşık bilgi işleme süreçlerinin insan beyni dışına taşınabilmesi bilgiyi bu fiziksel kaynaklar listesine ekleyen en önemli adımlardan biri oldu. Bu yönde ilk adım Alman mühendis Konrad Zuse'nin 1941'de ilk bilgisayarı tasarlaması ile gerçekleşti. Zuse'nin tasarısını olanaklı kılan bilgi birikimi ise matematikçi, mühendis, ve filozof Charles Babbage'ın (1791-1871) erken fikirlerine kadar uzanır. Babbage'in  şifre çözümüne yöntemsel yaklaşan ilk bilim adamı olma özelliğini de anımsamakta fayda var.  

Bilgisayar teknolojisindeki muazzam gelişmeler, her geçen yıl önceki yıla nazaran iki kat daha küçük ve iki kat daha hızlı bilgisayarlarla tanışmamıza olanak sağlıyor. Günümüzde bilgisayar işlemcileri ve diğer sayısal tümleşik elektronik devrelerinin artık mikron altı boyutlarında tasarlanıp üretilebiliyor. Ama asıl ilginç olan, elinizin altındaki bu çok hızlı ve minik makinaların çalışma esaslarının, 18000 vakum tübü ve toplam 1000 km'ye varan kablo yığınıyla ağırlığı tonları bulan, 'Gargantuan' atalarınınkiyle temelde aynı oluşu. "Klasik Hesaplama" paradigması olarak da adlandırılan bu hesaplama kuramından ilk olarak 1936 yılında ünlü  matematikçi Alan Turing söz eder. 1940'larda yine başka bir matematikçi olan John von Neumann Turing Makinası kuramını daha etraflıca çalışılır.
The image “file:///home/bulent/sram” cannot be displayed, because it contains errors.
Şekil 2: CMOS VLSI, 0.7u  teknolojisi ile tasarlanmış, bir SRAM ünitesi (Bülent Özel, 1999)

Bilgisayar işlemcileri ve diğer sayısal tümleşik elektronik devrelerinin artık mikron altı boyutlarında tasarlanıp üretilmesi bize inanılmaz görünebilir. Ancak bilim adamları artık bir atom güruhunun etkileşimi esasına dayalı mantık kapılarının oluşumundan inşa edilmiş yeni nesil işlemciler öngörmekteler. Bilindiği gibi atomik düzeyde maddeler kuantum mekaniği yasalarınca etkileşirler ve bu tanecik yasaları bilgisayarımızdaki temel mantık kapılarının çalışma prensiplerini belirleyen klasik mekanik yasalarından oldukça farklıdırlar. Öyleyse, geleceğin öngörülen atomik boyuttaki mantık kapıları kuantum teknolojisince yeniden tasarlanır olabilmeli ki gelişmenin o merhalesinden fayda sağlayabilelim. 
Burada asıl önemli olan kuantum teknolojisinin, dar bir silikon yüzeyine daha fazla sayıda bit sığdırabilme uğraşılarının veya yeni mikro işlemcilerin öncekilerin çalışma hızını katlayamama endişesinin ötesinde, tümüyle yeni hesaplama yöntemlerini destekliyor oluşundadır. Niteliksel olarak yeni algoritmalar yazabilmemize olanak sağlayan bu hesaplama paradigması taneciklerin davranış prensiplerinden ilham alır.
Richard Feynman, 1980'lerin başında, kuantum mekanik sistemlerin simulasyonunun her zaman çok fazla zaman ve bellek ihtiyacı doğurduğuna işaret etti. Üstelik bu gereksinimin kuantum değişkenlerinin doğrusal artışına üstel bir fonksiyonla eşlik ediyordu. Bilgisayarların hesaplama kapasitelerindeki muazzam genişlemeye olanak tanıyan olasılıklara ışık tutan da işte bu gözlem oldu. David Deutsch bu gözlemden yola çıkarak 1980'lerin sonunda Kuantum Turing Makinasını tanımladı.

Motivasyon
Farzedelim ki belli bir iş herhangi bir kuantum sisteminde on adımda gerçekleştiriliyor olsun, Feynman'ın gözlemlerinin doğruluğunu kabul ettiğimizde aynı işi 'klasik' bilgisayarlarımız belki bir milyon adımda taklit edebiliyor olacak. Buradan hareketle, kullandığımız 'klasik' bilgisayarla yaptığımız bazı çok büyük hesapların bir kuantum sisteminde sadece bir kaç adımda gerçekleşebileceğini söyleyebiliriz. Kuantum bilgisayarları Turing ve von Neumann'ın klasik hesaplama tasavvurlarını aşarak kuantum fiziği prensiplerine göre çalışırlar. Bu prensiplerdir ki bir kuantum bilgisayarına klasik bilgisyarlarda mümkün olamayan yeni hesaplama kapsamı ve alanı sağlayabilmektedir. Kuantum mekanik sistemlerinin bilgi işleme bilimi ile buluşması, bilgisayar bilimcilerine yeni ve çok güçlü bir hesaplama paradigması kurma fırsatı vermiştir.

Temel FarklılıklarBu açıdan klasik ve kuantum bilgisayarları arasındaki, aşağıda açıklamaya çalışacağımız, üç ana farkı kavramak kuantum bilgisayarlarının nasıl çalıştığını anlamamıza yardım eder umarız.
İlk temel farklılık iki sistemin bilgi işleme ünitelerinde gözlemlenir. Klasik bilgisayarlar en küçük bilgi saklama ve işleme birimi olan bit'lerden yapılandırılmıştır. Bu fiziksel birimler "0"  ve "1" ile simgelediğimiz hallerden sadece birinde olabilirler. Kuantum bilgisayarları ise kübit'lerden oluşur.  Kübitler fiziksel sistemler olarak klasik bilgisyar sistemlerindeki 0 ve 1 hallerine sahip olabilmekle beraber 0 ve 1 arasındaki sınırsız başka halleri de barındırırlar. Bu ara haller, çakışma (İng., superposition) halleri olarak adlandırılmaktadır. Bu ara hallerin varlığı sayesinde bir kübit, sıradan klasik bir bit'e oranla çok daha fazla bilgiyi aynı büyüklükteki fiziksel bir alana sığdırmamıza olanak sağlamaktadır.

      bitq


Şekil 3: Bit ve Kübit (www.qubit.org)

Klasik bilgisayarlar ve kuantum bilgisayarları arasındaki ikinci önemli farkı üzerlerinde icra edebileceğimiz mantıksal işlemlerin havsalası ve kapsamı belirlemektedir. Klasik bilgisayarlar ikili mantığa göre çalışırlar. Mesela, VE kapısı gibi mantık kapıları kullanıldığında girdi olarak iki bit alınır ve çıktı olarak sadece bir bit elde edilir. Kuantum mantık kapıları ise girdi olarak bir yada daha fazla kübit alır ve çıktı olarak bir ya da daha fazla kübit üretirler. Kübitlerin, klasik 0 ve 1 hallerine tekabül eden hallerde de bulunabildiklerini dikkate aldığımızda, onların klasik mantık kapılarına kolaylıkla öykünebileceklerini söyleyebiliriz. Hatta, klasik mantık kapılarının, daha genel olan, kuantum mantık kapılarının birer özel halleri olduğunu varsayabiliriz. Oysa, kübitlerde 0 ve 1 arasında başkaca çakışma ara hallerinin varlığı,  olası kuantum mantık kapılarının havsalasını ve sayısını oldukça artırmaktadır. Sözgelimi, girdi olarak 0 ve 1 alıp tekabülen 0 ve 1 arasında farklı çakışma halleri üreten kuantum mantık kapıları kullanabiliriz. Böylesi bir kuantum mantık kapısının klasik bir sistemde hiç bir benzeri bulunmamaktadır. Kuantum mantık kapılarının bu genişletilmiş yelpazesinden faydalanıldığında kuantum bilgisayarları ile muhteşem bir bilgi işleme gücü başarılabilir.Klasik bilgisayarlar ve Kuantum bilgisayarları arasındaki üçüncü önemli fark ise çalışan bir bilgisayarın hangi halde olduğunu öğrenmeye çalıştığımızda belirir. Klasik bir bilgisayarda istediğimiz an bilgisayardaki bitlerin hangi halde olduğunu tam doğrulukla öğrenebiliriz. Tuhaf belki, ama, bir kuantum bilgisayarının hangi halde olduğunu bilmek teorik olarak imkansızdır. Kuantum bilgisayarını oluşturan kübitlerde hangi çakışma halinin saklı tutulduğunu tam olarak belirleyemeyiz. Yani, bilgisayarın herhangi bir andaki hali hakkında sadece kısmi bir bilgiye sahip olabiliriz. Böylelikle, kuantum bilgisayarları için algoritma tasarlamak, bir taraftan kuantum mantık işlemlerinin ve hallerinin geniş yelpazesinden faydalanmaya çalışırken diğer taraftan bilgisayarın içindeki bilgiye erişim kısıtlılığı arasındaki hassas dengeyi tutturma uğraşı anlamına gelecektir.

Uygulamalar ve Sonuç
Kuantum bilgi işleme çalışmalarının tümü teorik olarak bir kuantum makinasının varlığı varsayımı üzerinden ilerlemektedir. Kuantum bilgisayarları ile neler yapabileceğimiz bilgisi ise henüz çok sınırlı olmakla birlikte enteresan birtakım bulgular da mevcut.  Bu mevzudaki çalışmalarda varılan en önemli iki bulgu: çok büyük sayıların asal çarpanlarını hesaplamak; ve kuantum mekanik sistemleri simule etmek oldu. Her iki problem de pratik açıdan inanılmaz derecede öneme sahipler ve her ikisinin de klasik bilgisayarlar ile çözülmelerinin çok zor olduğuna inanılıyor. Araştırmacılar, bu problemler için, kuantum bilgisayarlarında çalışacak bir takım algoritmalar geliştirdiler. Bu algoritmalar, halihazırda, bilinen en iyi klasik algoritmalardan çok daha etkin çözümler önermektedirler.


7-kübit cpu
Şekil 4:  (C11H5F5O2Fe )  molekülünden oluşan 7-kübit kuantum bilgisayarı
Çok büyük bir tam sayıyı asal çarpanlarına ayırma klasik hesaplama yoluyla yapıldığında oldukça külfetli bir işlem olabilir . Bu yüzden internet sayfaları, şifrelenmiş e-posta mesajları ve diğer birçok kamuya açık bilgi çok büyük asal çarpanlardan oluşturulmuş tamsayı anahtarlarla korunmaya çalışılmaktadır.  Güvenlik gerektiren hemen hemen tüm internet işlemlerinde burada bahsi geçen varsayımlara dayanılarak geliştirilen RSA şifreleme algoritması kullanılmaktadır. Fakat, bir kuantum bilgisayarının böylesi şifreleri çok kolay çözebileceğini Peter Shor'un 1994'te yayınlanan, kuantum bilgisayarları için geliştirdiği tam sayıları asal çarpanlarına ayırma algoritması göstermiş oldu. Bunun için gerekli yegane koşul, yeterince sayıda kübite sahip bir kuantum bilgisayarının fiziksel varlığıdır.  Kuantum hesaplama teorisini popüler kılan en önemli özelliği de budur.
Kuantum hesaplama teorisindeki en  önemli sorunsal kuantum bilgisayarının fiziksel olarak tasarımının ta kendisi. Şekil 4'te gördüğümüz IBM ve MIT'den araştırmacıların ortaklaşa çalışmasıyla ortaya çıkarılan bilinen fiziksel olarak en gelişmiş  kuantum bilgisayarıdır. Araştırmacılar, bu tümüyle kuantum mekaniği yasalarına uyumlu, 7-kübitlik bilgisayar ile Shor'un asal çarpanlarına ayırma algoritmasının çalıştığını gösterdiler.  Sadece 24 atomluk  (C11H5F5O2Fe )  molekülden oluşan bu kuantum bilgisayarı ile 15'i çarpanlarına ayırabilmekteyiz. Molekül üzerindeki 5 Flor atomu ve iki Karbon-13 atomu birer kübit gibi davranmaktalar.  Çünkü hem birbirleri ile etkileşim halindeler, hem de tek tek programlanabilmekteler. Yüksek enerjili radyo frekanslarına maruz kaldıkalarında enerji düzeyleri değiştirilerek klasik anlamda yazma işlemi  gerçekleşiyor. Nükleer manyetik rezonansa tabi olduklarında ise hangi enerji düzeyinde oldukları tesbit edildiğinden okuma işlemi yapılmış oluyor.

Şekil 4'teki her bir atom Şekil 2'deki milyonlarca atomlu tek üniteli SRAM'den çok daha işlevsel görev üstlenebilmektedir. Bu basit karşılaştırma bile sanırım kuantum bilgisayarların potansiyel işlem gücü hakkında yeterince fikir verir. Şekil 4'teki bir atom güruhunun bir araya gelmesiyle oluşturulan 7-kübitlik bilgisayar, aynı anda 27 tane hesap yapabilmektedir. Diğer bir bakışla, 7-kübitlik bu şık kuantum bilgisayarı bize, klasik hesaplama düzleminde, 7 bitlik 128  paralel işlemcili bir süper bilgisayarın performansını sağlamaktadır.

Yukardaki uygulamanın yanısıra, yakın zamanda, Japonya'daki bir araştırma grubu yaptıkları çalışmalar ile kuantum bilgisayarlarını inşa edecek olan yapı taşı niteliğinde temel kuantum mantık kapıları önerdiler ve önerilen bu yapılardan bir katı-hal cihazı tasarladılar.

Olası kuantum mantık kapılarındaki çeşitlilik düşünüldüğünde, tüm kuantum sistemleri için önerilecek böylesi temel yapı taşlarından söz etmek acaba ne kadar doğru bir yaklaşım olur? Belki de kuantum bilgisayarlarının fiziksel tasarımlarındaki asıl büyük adımlar, ancak klasik fizik pratiklerinden apayrı metodlar izlendiğinde atılabilecek.


KaynakçaAlexander Shumovsky ve Erdal Arıkan, "Quantum Computation and Communication Lecture Notes", erişim 2003.11.07, adres http://www.ee.bilkent.edu.tr/~qubit/n1.ps
David Deutsch, " Quantum Theory, the Church-Turing Principle and the Universal Quantum Computer", Proceedings of Royal Society London, 1985.
"IBM's Test-Tube Quantum Computer Makes History", erişim 2004.04.10, adres http://www.research.ibm.com/resources/news/20011219_quantum.shtml.
"Introductions and Tutorials", erişim 2004.04.05, adres http://www.qubit.org/.
Julian Brown, "A Quantum Revolution for Computing", New Scientist 24, September 1994.
Peter Shor, "Polynomial-time algorithms for prime factorization and discrete logarithms on a quantum computer", SIAM Journal of Computing 26, 1997. 
"Quantum Computer", erişim 2003.10.23, adres http://www.wikipedia.org/wiki/Quantum_computer.

Richard Feynman, "Simulating Physics with Computers", Inter. J. Theor. Phys., 21, pp. 467-488, 1982.
Share:

Facebook Yazışmalarınızı Nasıl İnceliyor???





Facebook ve chat yada özel mesaj özelliği sunan diğer sosyal ağlar, tüm sohbetleri ve özel mesajlarımızı kayıt altına alarak inceliyor ve yasadışı bir konuşma yada plan tespit edildiğinde polis teşkilatına rapor veriliyor.
 


Teknoloji haber sitesi Mashable dünyanın en büyük sosyal ağı Facebook’un kullanıcılarının yazışmalarını filtreleyerek incelediğini, elde ettiği bilgileri de FBI ve CIA gibi kuruluşlara servis ettiğini duyurdu.


Bu izleme özel geliştirilmiş bir yazılım ile gerçekleştiriliyor ve kaba bir sohbet yada tehdit içeren sözcükler yazılım tarafından tespit edildiğinde, konuşma kayıt altına alınmaya başlanıyor. Yazılım, gönderiyi otomatik olarak Facebook çalışanlarına gönderiyor ve böylece polis durumdan haberdar ediliyor. Bu akıllı yazılım, daha önceden çok fazla iletişime geçmemiş ve oldukça farklı ilgi alanları olan kullanıcıların konuşmalarını da yasadışı aktivitelerin önüne geçmek için takibe alıyor. İlk görüşte kullanıcılar için rahatsızlık verebilecek bu yazılım, aslında doğa bilecek kötü koşullara yani sapıkları engellemek için güzel bir adım.
Facebook’a güveniyor musunuz, sizce bu tür uygulamaların ne tür avantajları ve dezavantajları var ?
Share:

Office 15.....Kaçırma Hemen İndir

Yazılım dünyasının en önemli ismi olarak karşımıza çıkmayı başaranMicrosoft firması, Metro arayüzüne uygun olarak hazırladığı yeni Officeyazılımı Office 2013’ün halka açık betasını bugün San Francisco'da düzenlediği etkinlik kapsamında Office 15 ve Office 2013 olarak adlandırılan yeni yazılım paketini resmen duyurdu.

yeni Office sürümünün kod adıysa Office 15 olacak. Windows 8′in Metro arayüzüne tam uyumlu halde tasarlanan yazılım bugün resmen duyruldu. Word, PowerPoint, Excel, Outlook ve OneNote gibi araçları içeren, SkyDrive ve Skype ile bütünleşen yeni Office, tüketici ön izleme sürümüyle office.com/preview adresinden indirmeye sunuldu.
Dokunmatik ekran, stylus kalemi, klavye ve fare ile giriş desteğine sahip olan Redmon merkezli Microsoft'un yeni ofis yazılım paketi, Windows 7, Windows 8/RT ve Windows Phone 8 işletim sistemli tüm cihazlarda kullanılabilecek. Tanıtımı gerçekleştiren şirketin CEO'su Steve Ballmer, şimdiye kadar gerçekleştirilen en heyecan verici Office sürümünü duyurduklarını ifade etti. Windows 8'e de eşlik eden yepyeni Metro kullanıcı arayüzünün kullanıldığı Office 15, gerek bilgisayar gerek tablet gerekse akıllı telefonlarda rahatça kullanılabilecek. 
Stylus kalemi için özel olarak hazırlanan Inking sayesinde dokunmatik cihazınızı bir yazı tahtası gibi kullanabileceksiniz, Sunumlarda bu kalem bir lazer işaretçisiyle aynı görevi üstlenecek. Tabletler için önemli geliştirme çalışmaları yürüten Microsoft, Windows RT işletim sistemine sahip Surface gibi ARM tabanlı aygıtlarda yeni Word, Excel, PowerPoint ve OneNote araçlarını içeren Office Home and Student 2013 RT paketini önyüklü olarak dağıtacak.
Sosyal anlamda büyük yatırımlar yapan Redmond merkezli yazılım devi, Skype, Yammer gibi servisleri Office'e entegre etmiş, SharePoint üzerinden insanları, takımları, siteleri takip edebilmeye imkan tanımış, People Card ile Facebook ve LinkedIn hesaplarınızdaki kartvizit ve aktivite gibi içeriklere erişebilmeyi sağlamış.
2013 sürümüyle bulut bilişim teknolojilerine geçiş yapan Office, kullanıcılarına 20GB'lık SkyDrive depolama alanını ücretsiz dağıtacak. Böylece tıpkı Google'ın döküman servisinde olduğu gibi bilgisayarınızdaki bir dosyayı hemen telefonunuzdan ya da tabletinizden düzenlemeye devam edebileceksiniz. 
Office 2013'ün fiyatlandırma planı bu sonbaharda duyurulacağını ekleyen Ballmer, üç yeni Office 365 abonelik paketini gün yüzüne çıkardı. En yeni Word, Excel, PowerPoint, OneNote, Outlook, Publisher ve Access sürümlerini içeren Office 365, gelecekte yayınlanacak güncellemeleri alacak ve beş bilgisayar ya da mobil cihaza kadar destek sunacak.
Aileler ve sıradan müşteriler için geliştirilen Office 365 Home Premium adlı ilk paket, 20GB SkyDrive bulut hafıza, aylık 60 dakika Skype görüşmesi içerecek. Office 365 Small Business Premium, kurumsal e-posta, takvim, internet sitesi araçları ve yüksek çözünürlüklü çevrimiçi konferans özelliklerini beraberinde getirecek. Office 365 ProPlus ise; gelişmiş kurumsal özellikler ve bulut servislerinde esnek bir kullanım imkanı sağlayacak.

Microsoft’tan kesin bir açıklama yapılmasa da Windows 8′in çıkışıyla beklense de 2013′ün ilk çeyreğinde ancak piyasaya çıkabileceği belirtiliyor.
Share:

iPhone 5 çinde alışveriş sitelerinde.....

 iPhone 5'in fiyatı belli oldu
İşte iPhone 5'in fiyatı

Apple yeni iPhone'un ardından iPhone 5 için çalışmalarını sürdüredursun Çin'de alışveriş sitelerinin iPhone 5'i satışa koydu bile.

Taobao adlı alışveriş sitesi ne zaman çıkacağı belirsiz olan iPhone 5'i önsiparişe koydu. Üstelik ürün özelliklerini ve ürünün sözde resmini bile ekledi.

iPhone 5'in Ağustos ile Eylül ayları arasında çıkacağı tahmin ediliyor. Telefonun eski modellere göre daha büyük bir ekrana sahip olması bekleniyor. Ses tanıma sistemi Siri'nin de çok daha iyi performanslı olacağı belirtiliyor.

Bütün bu bilgiler iPhone 5'in Taobao adlı alışveriş sitesindeki satış sayfasında yer alıyor.

Alibaba Grubu'nun bir parçası olan Taobao, iPhone 5 siparişlerinde ortada sabit bir fiyat olmadığından ürüne 160 dolarlık depozito bedeli biçti. Yani 160 doları şimdi ödüyorsunuz, ürün çıktığında da fiyatı neyse aradaki farkı ödeyerek telefonu alabiliyorsunuz.

Bir başka satıcı Dahai998888 ise önsiparişleri kabul etmeye bu hafta başladı. Bu site ise iPhone 5'i 1100 dolardan satışa koydu.

iPhone 5'i ön siparişe koyan hiçbir alışveriş sitesi kesin teslim tarihi vermiyor.

Apple halen ürünün özelliklerini doğrulamış değil. Detaylar ve fiyat için de belirsizlik sürüyor.



Share:

Merve Büyüksaraç Acun polemiğinde sondurum Anılda sorulara cevap verdi...

Survivor yarışması bitti ama polemik bitmedi. Merve Büyüksaraç ve Acun arasında yaşananlar yarışmadan daha çok konuşulur oldu.

"Survivor Ünlüler- Gönüllüler"den elendikten sonra hem Acun Medya hem de yarışma hakkında ağır ithamlarda bulunan Merve Büyüksaraç, önceki gün
"Böyle Bir şey Var mı?"ya konuk oldu.
Büyüksaraç'ın sert açıklamalarına canlı yayında da devam etmesi üzerine Acun Medya ve yarışmacı arkadaşları suskunluklarını bozdu. Yapım şirketi, hukuki süreç için düğmeye bastı.
"Survivor" ekibi ile sürtüşme yaşayan Merve Büyüksaraç, yarışmanın Kıbrıs'ta yapılan büyük finaline de katılmadı. Ekipte bir tek onun olmaması, yayında verilen ada görüntülerinden de montajla tamamen çıkarılması, yaşanan gerilimi bir kez daha gündeme getirdi. Merve Büyüksaraç, dün TV8'de yayınlanan "Böyle Bir Şey Var mı?" programında da konuyla ilgili çok sert açıklamalarda bulundu:
ADAMINA GÖRE MONTAJ
"Survivor ortamını gerçek, yarışmanın adil olduğunu sanıyordum ama öyle değilmiş. Olanları adadan dönünce daha net anladım, çok üzüldüm. Adamına göre montaj yapılıyormuş meğer... İyi gösterilmek istenen iyi, kötü gösterilmek istenen kötü gösteriliyormuş. Mustafa Topaloğlu, Sibel'in (Tüzün) hakkını savunduğum için bana sürekli küfür etti ama yayınlamadılar mesela... Öte yandan beni hiç öyle olmadığım halde saygısız biri gibi gösterdiler, imajımı bozdular. Mesela Anıl da çok tutuldu, herkes çok sevdi, ama hepsi tezgâh. Geldiğinde ekipteki herkesi ismine kadar tanıyordu. Adadan ayrıldıktan sonra Acun Medya çalışanlarının bana 'Biz Mustafa Topaloğlu'yla 10 hafta sözleşme yaptık' demesi. Bir de benim için 'Doğuş'u sırtından vurdu, Almeda'yı kandırdı' dediler. Doğuş'u yazdığım hafta Acun Medya çalışanları beni yönlendirdi, Doğuş'u yazmamızı onlar istedi. Adada o kadar aç da değildik. Evet, yerde yatıyorduk, fareler vardı ama yapım ekibi yemek veriyordu. Çok ciddi açlık çekmedik hiç. Sözleşmede 'Kıbrıs'a gelmezseniz 100 bin TL ödersiniz' yazıyordu, buna rağmen gitmedim. Gerekirse o cezayı ödemeye hazırım. Yarışmaya katıldığım için de pişmanım."
ACUN MEDYA: Yaptığı çok kötü ve cahilce
Yaklaşık 2 ay önce Survivor'dan elenen ve her nedense bugünlerde açıklamalar yapan Merve Büyüksaraç'ın tavrını bugüne kadar görmezden geldik ve hoşgörüyle karşıladık. Söz konusu kişi bu tutumunu sürdürerek, kurumumuzu ve diğer Survivor yarışmacılarını hedef alan bir iftira kampanyası oluşturma gayreti içine girmiştir. Şöhret sahibi olmak bir insanın yaşamdaki amaçlarından biri olabilir. Bu konuda tutkulu bir heves göstermesi de bir ölçüye kadar anlaşılabilir. Ancak ucuz ve bayat iftira kampanyaları düzenleyerek ve kurum ve kişileri zan altında bırakarak bu arzuyu gerçekleştirmeye çalışmak, en hafif ifadeyle kötü ve cahilce bir yöntemdir. Acun Medya olarak, kurumumuz ve Survivor'a katılan yarışmacılarımızı töhmet altında bırakan söz konusu kişiyle ilgili hukuki girişimlere başladığımızı da kamuoyu ile paylaşmak isteriz.
Anıl'da Sessizliğini bozdu....

Anıl, Merve Büyüksaraç'ın geçtiğimiz hafta Survivor hakkında yaptığı suçlamalarla ilgili sorulara yanıt verdi.


Ünlüler takımında, Merve Büyüksaraç ile takım arkadaşı olan ve adada aylarca Büyüksaraç ile birlikte yaşayan Anıl şunları söyledi:
"Söyledikleri doğru değil. Konsept bu aç kalmamız gerekiyor ki, bunu insanlara yaşatabilelim. Merve emeğe saygısızlık yapıyor.Boşuna mı orada aç kaldık, ben 11 kilo verdim, Hasan abi 15 kilo verdi bu kiloları yiyerek mi verdik, prodüksüyondaki o kadar insan emeğine ekmeğine saygısızlık yapıyor. Anlayamıyorum amacı nedir? diye devam etti.
Anıl; ''Merve Büyüksaraç'ın söylediklerini yalanlarken; adada kendisine şahsi olarak yaptığı saygısızlıklar da olduğunu dile getirek, Merve'nin Allahtan korkusu yok ki böyle bir iftira atıyor'' dedi.               Netten derleme




Share:

The Amazing Spider Man


Yönetmen
:
Marc Webb
Oyuncular
:
Andrew Garfield, Emma Stone, Rhys Ifans, Denis Leary, Campbell Scott, Irrfan Khan
Filmin Süresi
 :
    135 dk.
Türü
IMDB Puanı:       
:
:
    Fantastik, Aksiyon
     7.8/10 


Film Bilgileri



Örümcek Adam serisinin 4. filmi sayılır mı bilmiyorum ama Inanılmaz Örümcek Adam filmi diğer filmlere nazaran daha değişik bir yapım olmuş. Vizyona gelecek hafta girecek olan The Amazing Spider Man filmi 2012 senesinin en iyi fantastik filmler listesinde üst sıralarda yerini almış.
İnanılmaz Örümcek Adam Türkçe dublaj izlemek isteyenlerin biraz sabredeceksiniz. 

2000 li yılların ortalarında ilk filmiyle izleyici karşısına geçen Marvel Stüdyoları’nın yarattığı Örümcek Adam karakteri 1980 li yıllarda da çocuk olanların kahramanıydı. Zamanında CD yoktu ve video kasetleri ile çizgi filmini izlerdik. Filmin IMDB puanı büyük ihtimalle yüksek olacaktır. Filmin başrolünde bu sefer Andrew Garfield ı Peter Parker olarak izleyeceğiz.      Ona Emma Stone da çocukluk aşkı rolüyle eşlik edecek. Yönetmenliğini Marc Webb’in üstlendiği ve 3 saat süren İnanılmaz Örümcek Adam izle mek isteyenler için sitemizdedir.


Filmin konusuna gelecek olursak;Örümcek Adam serisinin ilk filmlerinde de bildiğimiz üzere Peter Parker ailesinin gizemli şekilde ortadan kaybolması sonucu dayısının yanına yerleşmiş ve dayısı tarafından büyütülmüştü. Peter gün geçtikçe büyür ve 18 li yaşlara ulaştığında kimliğini sorgulamaya başlar. O sıralar babasına ait olan bir de çanta bulunca ailesinin gizemini çözmek için içini açar ve bu bulgular onu babasının eski yakın dostu Curt Connor’a götürür. Bakalım Peter bu gizemli olaylar zincirini çözebilecek mi.. The Amazing Spider Man izleyiciyle çok kısa süre sonra buluşacak. Sabretmeniz dileğiyle.



Share:

Günün Android Uygulaması


Ulysse  Speedometer <<< İndirmek için Tıkla

Gelişmiş yardımcı özellikleriyle oldukça kullanışlı bir araç hız göstergesi.

Sezgisel ve gelişmiş özellikleriyle ön plana çıkan Ulysse Speedometer, aracınızı güvenli bir şekilde kullanmanızı sağlayan yardımcı bir uygulama.

GPS uydularına bağlanıp, aracınızı sürüş şeklinizi gözlemleyerek
size anlık raporlar sunabilen Ulysse Speedometer bu alandaki en kullanışlı uygulamalardan biri. Anlık hız göstergesi, ortalama hızınız, o gün yaptığınız kilometre toplamı, yaptığınız maksimum hız gibi bir çok bilgiyi takip edebileceğiniz bu uygulama, araç kullananlar içinharika bilgiler sunuyor.
Eğer aracınız varsa ve ve bu aracı hangi limitlerde kullandığınızı takip etmek istiyorsanız mutlaka yüklemeniz gereken bir uygulamawww.chip.com.tr dan alıntıdır
Share:

9 Temmuza Dikkat!!!



Hacker'ların Windows'daki bir açık yoluyla dünya çapında 570.000'den fazla bilgisayara zararlı yazılım yüklediğinin ortaya çıkmasıyla birlikte FBI,
9 Temmuz'da internetin şalterlerini indiriyor. Zira bu tarihte söz konusu virüs harekete geçeceğinden FBI DNS sunucularını kapatarak önlem almayı planlıyor.
DNSChanger ismini taşıyan virüsün yarattığı tehdit ortadan kalktığında kapatılan sunucular tekrar hizmete girecek.


FBI, kullanıcılara güvenlik ortağı tarafından yönetilen dcwg.org web sitesini ziyaret ederek zararlıya sahip olup olmadıklarını kontrol etmelerini öneriyor. DHA

Share:

Püskürtülebilen Pil icat Edildi...


Püskürtülebilen Pil icat Edildi !!

te bilimin son mucizesi: Herhangi bir yüzeye "sıkılabilen" lityum iyon piller geliyor!


Houston, Texas'da bulunan Rice Üniversitesi bilim adamları, yüzeylere püskürtülebilen bir lityum iyon pil üretmeyi başardılar.

işte bilimin son mucizesi: Herhangi bir yüzeye "sıkılabilen" lityum iyon piller geliyor!

ABD’nin Teksas Eyaleti’ne bağlı Houston kentinde bulunan Rice Üniversitesi’ndeki araştırmacılar sprey şeklinde püskürtülebilen batarya üretti. 

Lityum ve iyon karışımı ‘sprey batarya’ farklı kimyasal katmanların üst üste püskürtülmesiyle çalışıyor. 5 farklı katmandan oluşan batarya bakır ve karbon iletkenlerin pozitif ve negatif kutuplardan aldığı enerjiyi iletmesiyle 2.4 voltluk enerji sağlıyor ve güneş enerjisiyle kendini yeniliyor ve her katman, geleneksel bir pilin bileşenlerini temsil ediyor. Ajayan, bu sayede pillerin çok daha esnek olabileceğini ve her türlü tasarıma izin vereceğini söylüyor.

Seramik, cam ve paslanmaz çelik gibi farklı yüzeylere püskürtülebilen sprey bataryanın zayıflıklarından biri ise kontrol edilmesi zor likit elektrolitler ve oksijensiz kuru ortam gereksinimi duyması. Araştırmacılar, spreyle "boyanabilen" pillerin, kapasite anlamında oldukça kararlı olduklarını, kapasitenin en fazla yüzde 10 oranında oynadığını söylüyorlar. "Pili" 60 kez şarj ederek boşalatan araştırmacılar, bu işlemin ardından kapasitede çok düşük bir seviyede azalma olduğu detayını veriyorlar.






Share:

Popular Posts

Etiketler

Recent Posts